05/06/2009 AKP'NİN KISALTILMIŞ ADI İLE İLGİLİ KONUŞMASINA İLİŞKİN

 

05.06.2009

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA


Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla arz ederim.

 


Prof. Dr. Oğuz OYAN
İzmir Milletvekili

Sayın Başbakan, 3 Haziran 2009 günü Ankara’da AKP’li belde belediye başkanlarıyla düzenlenen toplantıda, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltılmış adı ‘Ak Parti’dir, ‘AKP’ değil. ‘AKP’ diyenler ne yazık ki demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak bunu edep dışı söylemektedirler. Bu kadar açık ve ağır söylüyorum. Çünkü bizim Yargıtay Başsavcılığı’nda olan kısaltılmış adımız AK Parti’dir. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Böyle yazmıyorsa, bu, edebe, adaba sığmaz. Benim yasal olarak kısaltılmış adım neyse onu söylemeye mecbursun. O zaman iftira atıyorsun. Bizi olmadığımız şekilde gösteriyorsun. Olmadığımız bir isimle anmaya çalışıyorsun. Şüphesiz ki onlara saygımız olmaz. ‘AK Parti’ derken işte oradaki AK, aynı zamanda temizliği ifade etmektedir…”
(4 Haziran 2009 tarihli Vatan ve diğer gazeteler; altını biz çizdik) şeklinde konuşmuştur.

Sorularımız şunlardır:

1) Bir partiyi adlandırmada kamuoyunun sahip olduğu basit ve üstelik hakaret içermeyen bir demokratik hakkın kullanımı konusunda, bir Başbakanın bu kadar sert, bu kadar hakaretamiz, bu kadar yasaklayıcı ve tehditkâr bir üslup kullanmasını bulunduğunuz makamın sahip olması gereken etik değerlerle bağdaşır buluyor musunuz?

2) Gerek dünyada gerekse Türkiye’de kamuoyunun veya halkın partilere verdiği isimler onların resmi kısaltmalarının çok dışına çıkabilmiş ve bu parti yöneticilerinden hiçbirine de halka veya medyaya sansür koymak fikri gelmemişken, (örneğin 1950’lerde DP’ye Demirkırat Parti, CHP’ye de Halk Partisi denirdi), siz bu sansür koyma ihtiyacını neden hissediyorsunuz? Partinizin adının ilk harflerinden oluşan “AKP” kısaltmasının neden bir hakaret, bir iftira, bir “olmadığı şekilde gösterme” fiili olduğunu düşünüyorsunuz?

3) Bir partinin sadece seçtiği kısaltmaya bağlı olarak “temiz” kalmayı garantilediğine nasıl hükmedebiliyorsunuz? Bu yargıyı niçin halka ve zamana bırakmıyorsunuz?