İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İDDİANAMESİ İLE İLGİLİ BASIN DUYURUSU

 

 

BASIN DUYURUSU                                                                                                
20.01.2012
                                                                                                                     
İZMİR MİLLETVEKİLİ OĞUZ OYAN:
 
AKP, İZMİR’İ SIKIYÖNETİM HUKUKUYLA TESLİM ALMAK İSTİYOR
 
Türkiye son yıllarda, adil yargılanma hakkının ihlali ve çifte standart uygulamalarıyla kargaşa ortamına sürüklenmiştir. Hak arama özgürlüğünün temel ilkesi olan ve Anayasamızda olduğu gibi, AİHS’de ve AİHM kararlarında da açıkça ifade edilen “adil yargılanma hakkı” sürekli olarak çiğnenmiştir. Bu hakların çiğnenmesinde, 12 Eylül 1980 faşist rejiminin sıkıyönetim yargısı olan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin doğrudan uzantısı olan AKP icadı Özel Yetkili Mahkemeler başrolde olmuştur. Bu mahkemeler, Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargılamayı bitirmiştir.
 
Masumiyet ilkesinin ihlali, bir önlem olması gerekirken cezaya dönüşen yaygın tutuklamalar, uzun tutukluluk süreleri, Anayasanın “kişi hürriyeti ve güvenliği”ni güvence altına alan 19. maddesini yok sayan yasa kuralları, Anayasa ve yasaları ihlal eden iddianamelerin düzenlenebilmesi, özel görevli mahkemeler aracılığıyla yargının iktidarın siyasi hedefleri doğrultusunda kullanılması gibi uygulamalarla, AKP Türkiye’sinde hukuka ve devlete güven temelden sarsılmıştır.
 
Böyle bir ortamda İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik saldırının ne anlama geldiği İzmirliler ve toplumumuzun büyük çoğunluğu tarafından çok iyi anlaşılmaktadır. 2002, 2004, 2007, 2009 ve 2011’deki 5 genel ve yerel seçimde İzmir’i almayı başaramayan ve üstelik 2009’da 30 ilçeden sadece birini zar zor alabilen iktidar, şimdi tüm silahlarıyla İzmir’i ve İzmirlileri kuşatmaya çalışmaktadır. Demokratik yolla elde edemediği İzmir’i her yolu deneyerek, özel seçilmiş savcı ve yargıçlarıyla, denetçileriyle, denetçilerden oluşturulan sözde bilirkişi heyetleriyle, emniyet güçlerinin yasadışı takipleriyle almak istemektedir. Merkezi iktidar ve yerel yönetimleri her türlü denetimin dışında tutulurken, İzmir’de Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı seçim harcamalarının hesabı verilemezken, iktidar emrindeki tüm güçleriyle İzmir’in üzerine gelmektedir. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı, masumiyet karinesini hiçe sayarak, soruşturma kapsamındaki kişileri basına doğrudan suçlu ilan edebilmektedir.
 
İzmir’de Büyükşehir Belediyesi seçimlere kadar iş yapamaz hale getirilmek, adeta felç edilmek istenmektedir. Böylece seçmenlerin belediyelerine ve başkanlarına olan güveninin sarsılacağı hesabı yapılmaktadır.
 
İzmir üzerinden tüm muhalefet belediyelerine gözdağı verilmek, belediye bürokrasileri imza atmaktan, sorumluluk almaktan çekinir duruma getirilmek istenmektedir.
 
Artık yöntem, kuralsız dövüştür veya kurallarını güçlünün koyduğu siyasi yarışmadır.
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanına ve çalışanlarına yönelik bu kuşatmaların, ne Belediye çalışanlarını karalayacak, ne de dürüstlük timsali Başkan Aziz Kocaoğlu’nu yıpratacak ve yıldıracak etkisi olmayacaktır. İktidarın CHP’li belediyelere yönelttiği hukuk dışı saldırıların püskürtülmesinde bugün demokrasiye inanmış seçmenimize dünden daha fazla sorumluluk düşmektedir. Çünkü saldırılara karşı geniş kitlelerin kararlı duruşu, Türkiye’de demokrasi mücadelesinin olmazsa olmazı haline gelmiştir.
 
 
 
Prof. Dr. Oğuz Oyan
CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili