17/11/2008 BANKA MEVDUATLARINA HAZİNE GARANTİSİNE İLİŞKİN

 

13 Kasım 2008

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın R.Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak yanıtlandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

 

Prof. Dr. Oğuz Oyan
İzmir Milletvekili

Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan 23 Ekim 2008 günü basın önünde yaptığı açıklamada şu görüşlere yer vermiştir:

“Mevduata sınırsız garanti olayına gelince, biz iktidara geldiğimizde yüzde 100 mevduat garantisiyle ülkemizde Hazine’nin, milletin nasıl söğüşlendiğini gördüğümüz için güvenceyi 50 milyar TL ile sınırlama kararı aldık. O zamana kadar mevduat garantisi olduğu için ‘Ben vurgunu vururum Hazine öder’ anlayışıyla yaklaştılar. 46 milyar dolar borcu maalesef bu ülke kasasından ödedi. Biz şimdi milletimize aynı şeyi ödetemeyiz.” (24 Ekim 2008 tarihli gazeteler)

Oysa gerçekler bu söylenenlerden çok farklıydı:

• BDDK’nın 18 Temmuz 2000-2 sayılı Genelgesiyle, 2000 yılından önce açılan hesaplarda vadeleri sonuna kadar %100 Fon güvencesi korunurken, 1 Haziran 2000 ile 31 Aralık 2000 arasında açılan veya yenilenen hesapların vade sonuna kadar 100 milyar TL tutarındaki bölümü, 1 Ocak 2001 tarihinden itibaren açılan ve yenilenenlerin ise 50 milyar TL tutarındaki bölümü sigorta güvencesine alınmıştır. Türkiye’deki tasarruf mevduatlarının ezici bir kısmının bir ilâ üç ay vadeli olduğu hesaba katılır ve her hesap yenilemede yüzde 100 güvencenin ortadan kalktığı dikkate alınırsa, 2001 yılından itibaren mevduatta devlet güvencesinin 50 milyar TL ile sınırlandırılmasının esas kural olarak çalışmaya başladığı anlaşılır. Yani Kasım 2002’de iktidara gelen AKP Hükümeti döneminde mevduat garantisi 50 milyar TL’ye (bugünkü 50 bin YTL’ye) indirilmemiş, bu uygulama esasen çalışır durumda bulunmuştur.

• Buna karşılık, İmar Bankası’na el konulduğu tarih olan 3 Temmuz 2003’te toplanan BDDK, o gün 50 milyar TL olan TMSF güvencesini BİR YILLIK BİR SÜRE İÇİN SINIRSIZA çekmiştir. Yani AKP Hükümeti döneminde güvence sınırlanmamış, tam tersine, 1 yıl gibi uzunca bir süre sınırsız hale getirilmiştir.

• BDDK kararından sonra Hükümetin İmar Bankası mudilerine ödemeleri düzenleyen yasa tasarısı Genel Kurul aşamasındayken AKP Grubu önergesiyle ‘ticari kuruluşlar mevduatına’ da garanti getirmiştir. Bu ticari kuruluşların hangi şirketlerden oluştuğu, bunlar arasında hangi şirketlerin bulunduğu -yazılı sorularımıza rağmen- bugüne kadar açıklanmamıştır. Yani AKP Hükümeti döneminde, tasarruf mevduatı garantisi %100 sınırına çekilmekle kalmamış, bir de ticari mevduat garanti kapsamına almıştır.

• ‘BDDK’nın kararlarını bağımsız aldığı’ gibi bir gerekçe de açıklayıcı olamayacaktır. Çünkü Uzan’ların Çukurova Kepez şirketine Haziran 2003 başında el konulduktan sonra kamuoyu İmar Bankası’na da el konulmasını beklerken, Sn. Başbakan “uygun” isimleri bulamadığı için, görev süreleri biten üyeler nedeniyle karar alma çoğunluğunu yitiren BDDK’ya atama yapmamıştır. Aynı nedenle, Haziran 2003’te yüz milyonlarca dolarlık şüpheli Off-Shore hesabının İmar Bankası merkezine nakline göz yumulmuş ve izleyen yıllarda, siyasi popülizm uğruna, garanti kapsamında olmayan bu hesaplara da ödeme yapılmıştır.
***
Sayın Başbakanın yanıtlamasını istediğimiz sorularımız şunlardır:

1) Kamuoyu sizin tarafınızdan yanlış bilgilendirildiğinden, bu açıklamalarınızı düzeltmeyi düşünüyor musunuz?
2) Yanlışlıklar bürokrat ve danışmanların hatasından kaynaklanıyorsa bu görevliler hakkında herhangi bir idari tasarrufta bulundunuz mu veya bu soru önergemizden sonra bulunmayı düşünecek misiniz?
3) Niçin Temmuz 2003 –Temmuz 2004 döneminde yasa hükmüyle ticari mevduat da garanti kapsamına alınmış ve ona da yüzde yüz güvence verilmiştir? Bu uygulamadan hangi şirketler yararlanmışlardır?
4) BDDK yönetimine Haziran 2003’te bir ay gibi çok uzun sayılabilecek bir süre içinde atama yapılamadığı için Yönetim Kurulu toplanıp karar alamamış İmar Bankası’na ilişkin karar alınamadığı için Hazine ağır bir zarara uğramıştır. Basın açıklamasında sözü edilen “46 milyar dolarlık” banka kara deliğinin çapının büyümesine Hükümetinizin bu nedenle katkısı oldu ise, sorumlu kimlerdir? Sorumluların ortaya çıkarılması için herhangi bir talimatınız oldu mu?